Sönmezler Fırın
Sönmezler Fırın

Hakan Eroğlu'nun Kaleminden

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 01.05.2025 - 12:05, Güncelleme: 01.05.2025 - 12:05
 

Hakan Eroğlu'nun Kaleminden

Hakan Eroğlu'nun Kaleminden, Transfer denince akla…
Transfer denince akla… Transfer denilince malum birçoğumuzun aklına futbol geliyor. Birde konu Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Samsunspor hatta Bafraspor olunca dikkat kesiliyoruz, sanki transferleri biz yapıyormuşuz gibi. Hele transfer çalımı diye tabir edilen olay gerçekleşmişse, değmeyin keyfimize. Sonuçta futbol bir eğlence oyunu ve bizlerde eğleniyoruz işin dozunu kaçırmadıkça. Tabi söz konusu futbolcu olunca konuya profesyonel bir açıdan bakmak gerekiyor. Belki daha 6-7 yaşlarında başlayan bir serüven, verilen onca emek, gayret. Yetenekte işin içine girince bakmışsın milyon Eurolar havalarda uçuşuyor ve sayılı isimler arasında yer alıyor futbolcu. Birde karakterliyse ömür boyu saygı görüyor her yerde. Yoksa parayı, şöhreti bulunca nereden geldiğini unutup öncelikle kendi öz saygısını kaybedenler siliniyor, gidiyor. Velhasıl transfer sezonu heyecanlı ve aksiyonlu oluyor sporseverler açısından. Ancak transfer deyince artık akla yalnız futbol gelmiyor. Son dönemlerde hızına yetişmek için gayret sarf ettiğimiz ülke gündemine baktığımızda siyaset sahnesinde bazı milletvekillerinin seçildikleri partiden istifa edip bir nevi transfer oluyormuş gibi parti parti gezdiklerine şahit oluyoruz. Futbolda transfer belli bir ücret karşılığında oluyor sonuçta, çünkü futbolcu değerli!  Ancak;  asil Türk Milletini temsil eden “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.” Diyerek yemin eden ve bu yemine sadık kalan vekillerimiz de tabiki çok değerli... Hem futbolcu olmak zor da, milletvekili olmak çok mu kolay? Öncelikle seçime gireceğin partiye gönül vermiş olman, ilkelerini benimsemiş, özümsemiş, değerleri uğruna emek sarf etmiş, organizasyonlarında bulunmuş, maddi manevi fedakârlık yapmış olmak gerekiyor. Hani çekirdekten gelmek tabiri vardır ya partinin tüm birimlerinde görev almak, o havayı koklamak, yaşamak gibi. Tabi tüm bunlar olması gerekenler. Yoksa bağlantıların güçlüyse, üst düzey tanıdıkların mevcutsa birde paran varsa çekirdekten gelmen ya da gelmemen çok bir şey ifade etmiyor. Neyse, şartları sağlayıp bir de seçilebilecek bir sırada yer almışsan artık iş sende. Asil olan milletimizin gönlüne girebilirsen, neden bu yola çıktığını, senin ve partinin ilkelerini, yaptığın, yapacağın çalışmaları anlatarak kendini kabul ettirebilirsen, hayırlı olsun. Vekilliğin ilk günlerinin heyecanıyla bir mücadele içine giriyorsun ki her şey büyük Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için olsa gerek. Zamanla ziyaretler, kabuller, önergeler veriyor konuşmaya başlıyorsun, hatta bazen büyük konuşuyorsun. İktidar ya da muhalefet nerede olursan ol diğer taraf için gerekirse olmadık şeyleri söylemeye, şahsını öne sürerek yeminler etmeye hatta vatandaşı da galeyana getirmek için olmadık paylaşımlara, güzellemelere ara vermeksizin devam ediyorsun. İşte gün geliyor transfer sezonu açılıyor ve birde bakmışsın ki, tüm her şeyi unutmuş yerden yere vurduğun “sana göre” karşı tarafa geçiyorsun. Peki, ne oldu onca laf, söz… Ne oldu sana inananları yarı yolda bırakma işi. Hani değerlerin, hani vicdanın, hani sözde tavizsiz duruşun. Futbolcu transferleri para karşılığında oluyor, peki vekil transferlerinin bir karşılığı var mı acaba? Yoksa saf değişip milyonluk arsalara, arabalara, ihalelere ortak olunduğu dedikoduları doğru mu? Oysaki Milli mücadele döneminde ülkemiz tek dişi kalmış canavarla boğuşuyorken, topraklarımız üzerindeki işgal faaliyetleri başlamış haldeyken, kurtuluş için, tam bağımsızlık için, yedi düvele hep birlikte karşı koyabilmek için, ölüm kalım mücadelesi verilirken, kuranı kerim okunarak, dualar edilerek açılmamış mıydı Gazi meclis. Mesele Ülkeyi kurtarmakken, kendimizi kurtarmaya mı döndü yoksa iş. Peki, birçok vatandaş nasıl bakıyor bu olaylara. A vekili kendi partisine geçerken doğru yolu buldu, karşı partiye geçerken hain? Veya uçağı bizimkiler yaparsa müthiş, diğerleri yaparsa uçmaz öyle mi? Bu anlayış ne kadar sağlıklı sizce. Hani %90’ ı Müslüman olan bir ülkede çalıyor ama yapıyor diyenlerle, işleri kendi işine geldiği gibi görüp bu mantıkla hareket eden anlayışın pek bir farkı var mı? Aslında ne güzel ifade etmiş Can Yücel değil mi? Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır. Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye; Bir anlık eğlence için servetini tüketmeye, Bir zamanlık mevkii için el ayak öpmeye, Günlük menfaatler için onurunu terk etmeye değmez. Şunu da ifade etmek gerekir ki; Gazi meclisimizde görevini hakkıyla, layıkıyla yapan, boğazından 1 kuruş haram geçirmeyen, haksızlığa karşı dimdik duran, her şey bir tarafa önce ülkem ve milletim diyen birçok vekilimiz, Devlet adamımızda var ki hepsinden Allah razı olsun. Transfer olanlara gelince de, bugün B partisi olur yarın C partisi yada başka bir yer. Nede olsa dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgâr tayin eder.   HAKAN EROĞLU
Hakan Eroğlu'nun Kaleminden, Transfer denince akla…

Transfer denince akla…

Transfer denilince malum birçoğumuzun aklına futbol geliyor. Birde konu Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Samsunspor hatta Bafraspor olunca dikkat kesiliyoruz, sanki transferleri biz yapıyormuşuz gibi. Hele transfer çalımı diye tabir edilen olay gerçekleşmişse, değmeyin keyfimize. Sonuçta futbol bir eğlence oyunu ve bizlerde eğleniyoruz işin dozunu kaçırmadıkça. Tabi söz konusu futbolcu olunca konuya profesyonel bir açıdan bakmak gerekiyor. Belki daha 6-7 yaşlarında başlayan bir serüven, verilen onca emek, gayret. Yetenekte işin içine girince bakmışsın milyon Eurolar havalarda uçuşuyor ve sayılı isimler arasında yer alıyor futbolcu. Birde karakterliyse ömür boyu saygı görüyor her yerde. Yoksa parayı, şöhreti bulunca nereden geldiğini unutup öncelikle kendi öz saygısını kaybedenler siliniyor, gidiyor. Velhasıl transfer sezonu heyecanlı ve aksiyonlu oluyor sporseverler açısından. Ancak transfer deyince artık akla yalnız futbol gelmiyor.

Son dönemlerde hızına yetişmek için gayret sarf ettiğimiz ülke gündemine baktığımızda siyaset sahnesinde bazı milletvekillerinin seçildikleri partiden istifa edip bir nevi transfer oluyormuş gibi parti parti gezdiklerine şahit oluyoruz. Futbolda transfer belli bir ücret karşılığında oluyor sonuçta, çünkü futbolcu değerli!  Ancak;  asil Türk Milletini temsil eden “Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü, milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğini koruyacağıma; hukukun üstünlüğüne, demokratik ve laik Cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı kalacağıma; toplumun huzur ve refahı, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde herkesin insan haklarından ve temel hürriyetlerden yararlanması ülküsünden ve Anayasaya sadakattan ayrılmayacağıma; büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine and içerim.” Diyerek yemin eden ve bu yemine sadık kalan vekillerimiz de tabiki çok değerli...

Hem futbolcu olmak zor da, milletvekili olmak çok mu kolay? Öncelikle seçime gireceğin partiye gönül vermiş olman, ilkelerini benimsemiş, özümsemiş, değerleri uğruna emek sarf etmiş, organizasyonlarında bulunmuş, maddi manevi fedakârlık yapmış olmak gerekiyor. Hani çekirdekten gelmek tabiri vardır ya partinin tüm birimlerinde görev almak, o havayı koklamak, yaşamak gibi. Tabi tüm bunlar olması gerekenler. Yoksa bağlantıların güçlüyse, üst düzey tanıdıkların mevcutsa birde paran varsa çekirdekten gelmen ya da gelmemen çok bir şey ifade etmiyor. Neyse, şartları sağlayıp bir de seçilebilecek bir sırada yer almışsan artık iş sende. Asil olan milletimizin gönlüne girebilirsen, neden bu yola çıktığını, senin ve partinin ilkelerini, yaptığın, yapacağın çalışmaları anlatarak kendini kabul ettirebilirsen, hayırlı olsun.

Vekilliğin ilk günlerinin heyecanıyla bir mücadele içine giriyorsun ki her şey büyük Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti için olsa gerek. Zamanla ziyaretler, kabuller, önergeler veriyor konuşmaya başlıyorsun, hatta bazen büyük konuşuyorsun. İktidar ya da muhalefet nerede olursan ol diğer taraf için gerekirse olmadık şeyleri söylemeye, şahsını öne sürerek yeminler etmeye hatta vatandaşı da galeyana getirmek için olmadık paylaşımlara, güzellemelere ara vermeksizin devam ediyorsun. İşte gün geliyor transfer sezonu açılıyor ve birde bakmışsın ki, tüm her şeyi unutmuş yerden yere vurduğun “sana göre” karşı tarafa geçiyorsun. Peki, ne oldu onca laf, söz… Ne oldu sana inananları yarı yolda bırakma işi. Hani değerlerin, hani vicdanın, hani sözde tavizsiz duruşun. Futbolcu transferleri para karşılığında oluyor, peki vekil transferlerinin bir karşılığı var mı acaba? Yoksa saf değişip milyonluk arsalara, arabalara, ihalelere ortak olunduğu dedikoduları doğru mu?

Oysaki Milli mücadele döneminde ülkemiz tek dişi kalmış canavarla boğuşuyorken, topraklarımız üzerindeki işgal faaliyetleri başlamış haldeyken, kurtuluş için, tam bağımsızlık için, yedi düvele hep birlikte karşı koyabilmek için, ölüm kalım mücadelesi verilirken, kuranı kerim okunarak, dualar edilerek açılmamış mıydı Gazi meclis. Mesele Ülkeyi kurtarmakken, kendimizi kurtarmaya mı döndü yoksa iş.

Peki, birçok vatandaş nasıl bakıyor bu olaylara. A vekili kendi partisine geçerken doğru yolu buldu, karşı partiye geçerken hain? Veya uçağı bizimkiler yaparsa müthiş, diğerleri yaparsa uçmaz öyle mi? Bu anlayış ne kadar sağlıklı sizce. Hani %90’ ı Müslüman olan bir ülkede çalıyor ama yapıyor diyenlerle, işleri kendi işine geldiği gibi görüp bu mantıkla hareket eden anlayışın pek bir farkı var mı?

Aslında ne güzel ifade etmiş Can Yücel değil mi?

Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır. Bir lokma ekmek için şerefini çiğnetmeye; Bir anlık eğlence için servetini tüketmeye, Bir zamanlık mevkii için el ayak öpmeye, Günlük menfaatler için onurunu terk etmeye değmez.

Şunu da ifade etmek gerekir ki; Gazi meclisimizde görevini hakkıyla, layıkıyla yapan, boğazından 1 kuruş haram geçirmeyen, haksızlığa karşı dimdik duran, her şey bir tarafa önce ülkem ve milletim diyen birçok vekilimiz, Devlet adamımızda var ki hepsinden Allah razı olsun. Transfer olanlara gelince de, bugün B partisi olur yarın C partisi yada başka bir yer.

Nede olsa dalından kopan yaprağın akıbetini rüzgâr tayin eder.

 

HAKAN EROĞLU

Hakkari HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bafrahaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.