Sönmezler Fırın
Sönmezler Fırın

Fatih Tezce'nin kaleminden, Sıradan Olmamak İçin Yazdım

Dünya (Web Sitesi) - Web Sitesi | 05.06.2022 - 21:59, Güncelleme: 05.06.2022 - 21:59
 

Fatih Tezce'nin kaleminden, Sıradan Olmamak İçin Yazdım

Yazmaya başladığımda öğrenciydim. Ortaokul ve lise sıralarında, ders arasında kitapların boş bulduğum yerlerine kısa kısa notlar aldığımı hatırlıyorum.
Yazmaya başladığımda öğrenciydim. Ortaokul ve lise sıralarında, ders arasında kitapların boş bulduğum yerlerine kısa kısa notlar aldığımı hatırlıyorum. O zamanlar devletin ücretsiz vermediği kitaplara… Şimdiki öğrencilerin devletin ücretsiz verdiği ve yırtıp uçak yaptığı kitap sayfalarına değil… Burası ayrı konu. Not demişken ders notları değildi elbet. Aklıma gelenler… Sıradan şeyler… Sıradan olmamak için yahut sıradanlaşmamak için… Kendi aklımda kendim olarak yer bulabilmek için… TRT’nin seksenler dizisi gibi yani… Hem hüzün vardı yazdıklarımda, hem sevinç ama hep bir şeylere özlem… Zaten yazmaya başladığımda da takvim yapraklarında bin dokuz yüz seksenli yıllar vardı. Yazmaya başladığımda derken kendi hayal dünyamı kastediyorum. Herhangi bir süreli yayını değil. Kendi hayal dünyamı yazmaya başlamıştım önce, iyi hatırlıyorum. Başparmağımı kalem yaparak havaya harfler, cümleler, şiirler yazıyordum… İlkokullu yıllarımdı… Öyle cicili bicili okuma bayramı yapılmıyordu o zamanlar. Kim, kimin ne zaman okumaya geçtiğini ya da bazılarının neden biraz geç okumaya başladığını hiç kimse sormuyordu, merak da etmiyordu. Çünkü zaman çok kıymetliydi. Kalem tutmanın harfleri toplamak olduğunu sonraki yıllarımda anladım. Yol yürüdükçe benimle gelen güneş gibi harfler de, cümleler de geldi benimle. Hiçbirine bile isteyerek engel olmadım. Üniversite olan şehirlerde eğlence mekanlarının çok olmasını hala anlamıyorum. Aslında üniversite öğrencileri, yazı çağında ve en verimli zamanlarında… Elime aldığım bir romanı bitirmeden uyumadım ve lisede öğrenciydim. Bir akşam, sabaha kadar okuduğum kitap yüzünden vize sınavına giremediğimde de üniversite öğrencisiydim. Ama İlk şiirim ulusal bir dergide yayınlandığında da üniversite öğrencisiydim. Ve üniversite bitince girdiğim KPSS’de ilk bine girerek rahatlıkla öğretmen olan da bendim. Düzenli kitap okuyan lise öğrencilerimizin, okul derslerini de aksatmamaları şartıyla üniversite imtihanlarında başarılı olacaklarına inanıyorum. Öte yandan bitirme tezi ve ders kitabı harici kitap okumadığını övünerek anlatan üniversiteli kardeşlerimin de KPSS’de zorlanacaklarını düşünüyorum. Bu dünyada bir düzen var. Hiçbir şey öylesine değil. Yaşamak bile öylesine değil. Öylesine yazmak da olmaz, öylesine okumak da…Denge şart… Bu yazıyla birlikte yeni bir yola koyuluyoruz. Merhum Nuri Pakdil’in “Sanatla başladı yurdumuzda yabancılaşma; gene sanatla atılacak yurt dışına” dediği yerdeyim. Bir süre bu sayfalardayım. Niyet hayr, akıbet  hayr olsun… Fatih TEZCE  
Yazmaya başladığımda öğrenciydim. Ortaokul ve lise sıralarında, ders arasında kitapların boş bulduğum yerlerine kısa kısa notlar aldığımı hatırlıyorum.

Yazmaya başladığımda öğrenciydim. Ortaokul ve lise sıralarında, ders arasında kitapların boş bulduğum yerlerine kısa kısa notlar aldığımı hatırlıyorum. O zamanlar devletin ücretsiz vermediği kitaplara… Şimdiki öğrencilerin devletin ücretsiz verdiği ve yırtıp uçak yaptığı kitap sayfalarına değil… Burası ayrı konu.

Not demişken ders notları değildi elbet. Aklıma gelenler… Sıradan şeyler… Sıradan olmamak için yahut sıradanlaşmamak için… Kendi aklımda kendim olarak yer bulabilmek için…

TRT’nin seksenler dizisi gibi yani… Hem hüzün vardı yazdıklarımda, hem sevinç ama hep bir şeylere özlem… Zaten yazmaya başladığımda da takvim yapraklarında bin dokuz yüz seksenli yıllar vardı.

Yazmaya başladığımda derken kendi hayal dünyamı kastediyorum. Herhangi bir süreli yayını değil.

Kendi hayal dünyamı yazmaya başlamıştım önce, iyi hatırlıyorum. Başparmağımı kalem yaparak havaya harfler, cümleler, şiirler yazıyordum… İlkokullu yıllarımdı…

Öyle cicili bicili okuma bayramı yapılmıyordu o zamanlar. Kim, kimin ne zaman okumaya geçtiğini ya da bazılarının neden biraz geç okumaya başladığını hiç kimse sormuyordu, merak da etmiyordu. Çünkü zaman çok kıymetliydi.

Kalem tutmanın harfleri toplamak olduğunu sonraki yıllarımda anladım. Yol yürüdükçe benimle gelen güneş gibi harfler de, cümleler de geldi benimle. Hiçbirine bile isteyerek engel olmadım.

Üniversite olan şehirlerde eğlence mekanlarının çok olmasını hala anlamıyorum. Aslında üniversite öğrencileri, yazı çağında ve en verimli zamanlarında…

Elime aldığım bir romanı bitirmeden uyumadım ve lisede öğrenciydim. Bir akşam, sabaha kadar okuduğum kitap yüzünden vize sınavına giremediğimde de üniversite öğrencisiydim. Ama İlk şiirim ulusal bir dergide yayınlandığında da üniversite öğrencisiydim. Ve üniversite bitince girdiğim KPSS’de ilk bine girerek rahatlıkla öğretmen olan da bendim.

Düzenli kitap okuyan lise öğrencilerimizin, okul derslerini de aksatmamaları şartıyla üniversite imtihanlarında başarılı olacaklarına inanıyorum. Öte yandan bitirme tezi ve ders kitabı harici kitap okumadığını övünerek anlatan üniversiteli kardeşlerimin de KPSS’de zorlanacaklarını düşünüyorum.

Bu dünyada bir düzen var. Hiçbir şey öylesine değil. Yaşamak bile öylesine değil. Öylesine yazmak da olmaz, öylesine okumak da…Denge şart…

Bu yazıyla birlikte yeni bir yola koyuluyoruz. Merhum Nuri Pakdil’in “Sanatla başladı yurdumuzda yabancılaşma; gene sanatla atılacak yurt dışına” dediği yerdeyim.

Bir süre bu sayfalardayım. Niyet hayr, akıbet  hayr olsun…

Fatih TEZCE

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve bafrahaberi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.